“Erdoğan Özgür Özel’i oyuna getiriyor” diyenler haklı mı çıktı?

28.07.2024 rusencakir.com

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü kutlamaları için KKTC’ye gitti, protokolde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş vardı. O epey polemiğe konu olan, bizim de bu yazıya kapak olarak seçtiğimiz fotoğrafı verdi. Ben o fotoğrafta Özel’in hemen yanındaki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yüzüne yansıyan rahatsızlığını özellikle not etmiştim.
Neyse, dönüş yolunda Özel basın mensuplarına, Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun kendilerini karşılamadığını söyleyip durumu Dışişleri Bakanı’na ileteceklerini söyledi. Bu olay CHP’nin “normalleşme”, Erdoğan’ın “yumuşama” dediği olay için iyi bir test olacaktı. Nitekim oldu, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Feyzioğlu’nu Lefkoşa’dan aldı… Ve Prag’a büyükelçi olarak atadı. Yani bir dönemler muhalefetin liderliğine oynayan, CHP’nin başına geçme planları yapan, ardından Erdoğan tarafından devşirilip ödüllendirilen Feyzioğlu cezalandırılmak bir yana, terfi ettirilerek ödüllendirildi. (Bakalım Prag Büyükelçiliği sona eren Egemen Bağış bu sefer nasıl ödüllendirilecek?)

Sokak köpekleri ve SGK borçları

Aslında Erdoğan normalleşme/yumuşamadan iyice çark etmeye niyetlendiğinin işaretlerini çarşamba günü partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada vermişti. Önce dış politikadaki “milli duruş”unu takdir ettiği muhalefeti önce sokak köpekleri yasası konusunda sert bir şekilde eleştirdi, ardından muhalefet partili, özellikle CHP’li belediyelerin SGK borçlarını sanki Türkiye’nin en önemli sorunuymuş gibi gündeme getirdi.
O gün bugündür bu konuyu sömürmeye devam ediyor ve böylelikle 31 Mart’tan sonra ilk kez muhalefeti “savunma” durumuna sürüklediğini düşünüyor. CHP’nin “normalleşme” stratejisini başından beri eleştiren muhalifler de gelinen noktayı hızlı bir şekilde “Özel Erdoğan’ın oyununa geldi, ona zaman kazandırdı” diye özetliyorlar.

O kadar kolay mı?

Acaba bu tespit  doğru mu? Erdoğan 31 Mart şokunu atlatıp yeniden inisiyatifi ele mi geçirdi? Gündemi artık o istediği gibi belirliyor, muhalefet de onun çizdiği dar alan içinde savunma pozisyonunda mı duruyor?
Çok emin değilim. Erdoğan’ın niyetinin bu olduğu aşikâr ama artık o Türkiye’nin birinci partisinin lideri değil. Bu statüsünü ilk kez 31 Mart’ta kaybetti ve durumu toparladığına dair elimizde somut veri yok. Değişik şirketlerin açıkladığı kamuoyu araştırmalarının bazılarında AKP CHP ile olan farkı azaltmış gözükse de birinciliği yeniden aldığına dair bir araştırmaya şahsen tanık olmadım. Ülkenin yaşadığı ekonomik kriz, asgari ücrete ara zam yapılmaması, emeklilerin iyice kaderlerine terk edilmeleri gibi realiteler düşünüldüğünde bu o kadar kolay bir şey değil.
Öte yandan Özel sanki nefes almadan sürekli sahada. Özellikle AKP’den belediyelerin kazanıldığı illere gidip parti kadrolarının ve tabanının dinamizmini muhafaza etmeye, hatta artırmaya çalışıyor. Her ne kadar 31 Mart sonrası bir tür “seferberlik” ilan etmiş olsa da AKP’de benzer bir hareketlilik görmüyoruz. AKP’nin Erdoğan ile başlayıp Erdoğan ile bittiği gerçeği değişmedi, değişeceğe de benzemiyor. Bunun sonucunda Erdoğan dışında herhangi birilerinin partiyi canlandırabilme imkanı yok.

CHP ne yapabilir?

Dün Kemal Can da bu konuyu ele alan bir yazı yazdı (https://medyascope.tv/2024/07/27/kemal-can-yazdi-normallesme-tamam-kurnazlik-devam/) ve bunun sonunda “muhalefetin strateji seçeneklerini ve paydaşlarını artırmasının gerekli olduğu ortada” dedi. Katılıyorum. Bu konuda sokak hayvanlarıyla ilgili düzenlemede Meclis’teki muhalefetin toplumsal muhalefetle işbirliğinde iyi bir sınav verdi. Öyle ki bu Erdoğan’ı çok öfkelendirdi ve TBMM’ye ziyaretçilere kısıtlama getirildi. Bu konu önümüzdeki dönemde de muhalefet için ciddi bir sınav olacak. Yeni düzenlemeyle iktidarın muhalif belediye başkanlarını hapse atmaya çalışacaklarını bile öngörebiliriz. İşte bu noktada başta CHP olmak üzere muhalefet parti belediyelerinin toplumsal muhalefetle nasıl ortak stratejiler geliştireceği önemli olacak.
Benzer bir durum SGK borçlarında da söz konusu olacağa benziyor. Erdoğan 31 Mart öncesi ilk olarak Hatay’da “bizi seçmezseniz sonuçlarına katlanırsınız” diye tehdit etmiş, bunu başka şehirlerde de tekrarlamıştı. Şimdi SGK borçları üzerinden söylediğini yapacağa benziyor. Bu noktada muhalefet, Özel’in “gerekirse çöpleri ellerimizle toplarız” itirazınının ötesine geçmek, yine Özel’in “devlet ile millet karşı karşıya gelirse millet kazanır” önermesini doğrulayacak stratejiler geliştirmesi gerekiyor.
Özetle, başta CHP olmak üzere muhalefetin, Türkiye’de siyasetin Erdoğan’dan ibaret olmadığını göstermesi, “Erdoğan ne diyorsa o” önermesini bir kez daha boşa çıkarması gerekiyor ki bu çok da zor değil. Diğer bir deyişle “Erdoğan Özgür Özel’i oyuna getiriyor” önermesini iyiniyetli bir “uyarı”dan ziyade muhalefeti her şey rağmen güçsüz, iktidarı da -Erdoğan’ı- her şeye rağmen güçlü göstermek için tekrarlayanlar iktidarın ve Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey yapmıyorlar. 



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
05.01.2025 Esrarengiz bir süreç üzerine notlar
03.01.2025 Haftaya Bakış (248): Yeni çözüm sürecinde neler olacak? | DEM Parti'nin temasları | Kürşad Zorlu'nun istifası
02.01.2025 Mümtaz'er Türköne ile söyleşi: "Bu sürecin en büyük kaybedeni AK Parti ve Erdoğan olur"
29.12.2024 Ve yeni “Çözüm Süreci” başladı
27.12.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (247): Asgarî ücret ve CHP’nin tavrı, Suriye’de Türkiye damgası, Gelecek ve DEVA’dan istifâlar
25.12.2024 Transatlantik: Yeni Suriye’de Türkiye’nin rolü - Yemen İsrail’in hedefinde
24.12.2024 Altılı Masa’nın lâneti
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı