Özgür Özel’den Kılıçdaroğlu’na çağrı: “CHP’nin kayyumlarla yönetilemeyeceğini açıklamalı”

11.09.2025 medyascope.tv

11 Eylül 2025’te medyascope.tv'de yaptığımız söyleşiyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Ruşen Çakır: Merhaba, iyi günler. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'le birlikteyiz, İstanbul'daki çalışma ofisinde. Kendisiyle kısa bir söyleşimiz olacak. Özgür Bey, merhaba. 2 Eylül İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanması olayı bugünkü kararla birlikte kapandı mı?
Özgür Özel: Şimdi, aklı başında, bu işi gayet iyi bilen hukukçulara sorarsanız zaten 2 Eylül’deki karar yetkisizlik demekti. Çünkü daha önce defalarca denenen ve reddedilen bir şeye bir Asliye Hukuk Mahkemesi buldular ve ona o kararı aldırdılar. Aslında daha önce İstanbul’da başvurulan Asliye Hukuk Mahkemeleri, görevsizlik kararıyla, yetkisizlik kararıyla bunu Ankara mahkemelerine yolluyorlardı. Ankara’da da açılan bazı davalar vardı ve hepsi ilk açılan mahkeme olan 3 No'lu Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleşiyordu. Buranın da yollanması ve birleşmesi gerekirdi. Ama burası, esas bir partiye karşı açılacak davanın yeri Ankara olduğu hâlde İstanbul’da bu davayı kabul etti ve duruşma gününü beklemeden bir tedbir kararı verdi. Oysa bütün bu konuyu bilenler diyor ki, ‘‘Bu konuda tedbir çok ağır bir karar. Sonuç doğurur, asla verilmemeli. Hatta bu mahkeme CHP’nin aleyhine bile sonuçlansa istinaf ve Yargıtay aşamaları beklenmeden tedbir kararı verilmemeli, geri dönülmeyecek sonuçlar doğurur’’ diyor. Ama bir hakime bu kararı aldırdılar. Bugün aynı konuda açılmış, aylar önce açılmış, usulüne göre Ankara’da yürümekte olan bir dava bitti ve o dava şunu dedi: "İstanbul Kongresi iptal edilemez. İptal etmiyorum, bunu esastan reddediyorum." Bu durumda, bu kararın İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ulaşmasıyla beraber hem tedbiri kaldırıp hem de kendi ilk duruşmasında onun da davayı reddetmesi lazım. Tedbiri kaldırmaması... Karar her zaman tedbirden üstündür. Bir karar vermiş mahkeme. Bu bir tedbir, şimdilik. O yüzden bir karar gerekçesi de yazılıyor. Gerekçeli bir karar olduktan sonra artık tedbir uygulanmaz. Yani 2 Eylül meselesi ortadan kalkar. Ama kaldırmaz, bekletir, bunu da bir siyasi talimatla artık kendi hukuk diplomasını inkar eder mi hakim? Onu bilmiyoruz. Ama şu ana kadar verdiği kararlarla beraber zaten kendisini yetiştiren hocaları da, gelecekte “ya bizim dede de ne yapmış” diyen torunları da utandırmış durumda. Olacak işler yapmıyor.

Ruşen Çakır: Şimdi, siz başından itibaren İstanbul olayını ‘‘Cumhuriyet Halk Partisi içi bir kavga değil.’’ diyorsunuz.
Özgür Özel: Değil hakikaten.

Ruşen Çakır: Kiminle kimin kavgası?
Özgür Özel: Şöyle: AK Parti iktidarına teslim olmuş ya da AK Parti iktidarıyla iş birliği yapmış birilerinin Cumhuriyet Halk Partisi karşısındaki operasyonu. Neden diyorum bunu? Şundan dolayı diyorum: Eğer Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı, ki İstanbul’da olmazdı ama Ankara’da bugün sonuçlanan mahkeme sonuç verdi ve biz mahkemeyi kaybetseydik ve buraya bir kayyum atanmaya kalksaydı, o kayyum da geçen kongredeki, 310'a 290 gibi bitmişti ya, böyle 20-30 farkla, o bölünmüşlükle diğer taraf "İşte kazandık, hakkımızı aldık" diye gelselerdi hem bir bölünme hem bize bir haksızlığa karşılık gelirdi. Ama o kongredeki iki tarafın tamamına yakını notere gidip 1.500 lira para verip yeni bir İstanbul olağanüstü kongresi istediler kayyumu savuşturmak için. Yani son kongrenin yarışan tarafları aynı tarafta; kayyum karşı tarafta. Yani burada geçmişteki rekabetin yarattığı bir çatışma, bir mahkemeleşme yok. O sonuç üzerinden bir iki meczuba attırdıkları bazı yalanlar, ki bugünkü mahkeme gördü; kanıt yok, ispat yok. Bir tane tanıkla da kurultay iptal edilemez, kongre iptal edilemez kararı verdi. O yüzden bir bütün hâlinde, mesela dün Kadıköy meydanında sadece kurultaydaki değişimciler mi vardı? Değişimciler ve değişime “vakti daha değil” diyen herkes o meydandaydı. Yani baktığınızda bu binayı savunurken sadece o gün birlikte yola çıktığımız işte 60 tane değişimci milletvekili bu binayı savunmadı ki. Bütün milletvekilleri bu binayı savundu. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi kayyuma karşı, darbeye karşı bir bütün hâlinde. Ama bazıları başka bir pozisyon tuttular. Zaten biz o pozisyonu tutanların ya çoğunu önceden partiden ihraç etmişiz. Yani adam 20.000 lira para almış vatandaştan ‘‘seni belediyede işe sokacağım’’ diye, biz bunu duymuşuz, partiden atmışız. Ya da İstanbul İl Başkanı’na küfretmiş, bana, önceki genel başkanlarımıza hakaretler etmiş, partiyi küçük düşürmüş, partinin aleyhinde çalışmış, böyle kişiler var. Onun dışında kayyumluk görevini kabul eden 5 kişi, hatta diğer listeyle 3 kişisi istifa etti görevden, geri kalanlarını da biz disipline verdik “Böyle CHP’lilik olmaz” diye.

Ruşen Çakır: Şunu da diyorlar ama dışarıdan bakan bazı insanlar: “Aranızda niye halletmiyorsunuz?”
Özgür Özel: Şimdi arada halledilecek konu var, halledilmeyecek konu var. Şimdi bu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi arasında nasıl halledilebilir? Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçilmiş yönetimiyle meşru muhatapları arasında bir mevzu olur, konuşursunuz. Şimdi burada, Akın Gürlek’in planlamasıyla özenle seçilmiş, 9 mahkemeden kovulmuş, onuncuda AK Parti'nin planına uygun karar çıkarmış bir iş var. Şimdi burada görev kabul edenlerle oturup nasıl aramızda halledelim?

Ruşen Çakır: Peki 15’inde ne olacak?
Özgür Özel: Ben 15’inde, hele hele bugünkü karardan sonra Cumhuriyet Halk Partisi aleyhine bir karar çıkmasını beklemiyorum.

Ruşen Çakır: Ama yine de kongreyi yapıyorsunuz 21 Eylül’de.
Özgür Özel: Mecbur. Çünkü şöyle: 15’inde olumsuz bir şey çıkarsa hemen ondan 6 gün sonra, İstanbul delegelerinin çağrıcısı olmadığı ve oy kullanmayacağı, doğal delegelerin yani son kurultayda seçilen yöneticilerin çağrıcısı olmadığı ve oy kullanmayacağı, geri kalan 1000 delegenin çağırdığı ve oy kullanacağı bir şekilde yönetim gelirse, kayyumdan alınıp yeniden seçilmiş bir yönetime teslim edecek.

Ruşen Çakır: Sizden başka aday çıkma ihtimali var mı? Bekliyor musunuz?
Özgür Özel: Şu an için görmüyorum. Çünkü geçen sefer de benim çağrımla bir irade yenilemiştik. Orada 1200 arkadaşım bütün geçerli oyları bana vererek partinin bütünlüğünü korumuşlardı. Bunu da şu anda beklemiyorum ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin burada görev talep eden, ilçelerden başlayarak, il başkanlıklarından başlayarak genel merkeze kadar herkes için bir olağan kongre takvimi işliyor zaten. O da işte Kasım sonu, Aralık başı itibarıyla bitecek. Onun da işlemesine Yüksek Seçim Kurulu ayrıca karar verdi.

Ruşen Çakır: Son olarak şunu sormak istiyorum. Dün de söylediniz Kadıköy’de, bugün de yanılmıyorsam basın toplantısında tekrarladınız: "Majestelerinin muhalefet partisi olmayacağız." Şimdi bunu söyleyince geleceğe yönelik bir vurgu var, bugün ve geleceğe yönelik, ama bir de geçmişe yönelik bir vurgu var. Yani bu parti bir dönem etkili bir muhalefet partisi olamadı.
Özgür Özel: Şimdi, bu konuya verilecek her cevap birtakım haklılıkları ve birtakım haksızlıkları içerir. Yani geçmişte yapılan doğru işleri de yok kabul etmek yanlış olur; geçmişte yapılan birtakım eksiklikleri de yok saymak eksik olur. Ama benim işim partinin genel başkanı olarak geçmişe yönelik bir devr-i sabık yaratmak değil. Çünkü ben geçmişte bu partide grup başkanvekilliği gibi önemli bir görevde kaldım. MYK’nın, PM’nin aldığı kararları genel kurulda, Meclis’te uygulamanın yanı sıra Adalet Yürüyüşü'nde de sokaktaydım, 2019 yerel seçimlerinde 41 ilde 249 aday tanıttım ben. Son 14 Mayıs-28 Mayıs seçimlerinde, 14-28 Mayıs arası partide tek miting yapan bendim. 14 Mayıs öncesi de en çok miting yapan bendim. Yani var gücümle parti başarılı olsun diye çalıştım. Ama birtakım eksikliklerimiz oldu mu? Oldu. Örneğin işte geçmiş dönemlerde alınan tartışmalı bazı kararlar Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayıplar yaşattı. Onlardan ders alarak, doğruları sürdürerek, yanlışları terk ederek yeni bir siyaset çizgisi yapıyoruz. Benim ‘‘majestelerinin muhalefeti’’ dediğim, Tayyip Erdoğan’ın çizdiği alanın içine sıkışmış... ‘‘Bizi Avrupa’ya şikayet etme. Edemezsin. Sus.’’ Niye etmeyeceğim? Sen darbe yapmaya utanmıyorsun, ben darbeyi anlatmaya utanacağım. Oysa 15 Temmuz darbesini "Gel birlikte yurt dışına anlatalım" diyen sensin CHP’ye. Ya da başörtüsü meselesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran, ki hak ihlalidir, başvuru doğrudur; ama başvuran sensin, Avrupa’ya Türkiye’yi şikayet eden. Ya da kapatma davasında 3 kişilik, 4 kişilik heyetler oluşturup dünyayı gezen sensin. O zaman Türkiye’yi şikayet eden de sensin hem de en kritik noktalarda. Şimdi bana "bizi Avrupa’ya şikayet etme." Darbeyi yapan bunun şikayetine katlanır. "Efendim, direnme." Niye direnmeyeceğim? Gırtlağıma çökmüşsün. Basmışsın sen bir siyasi partinin gırtlağına, nefes almaz hâle getirmeye çalışıyorsun. 16 milyonluk şehre 3 kez üst üste artan oyla belediye başkanı seçmişim. İlkinde mazbatasını iptal etmişsin, sonra bir sürü zorluk çıkarmışsın, en sonunda gelmişsin diplomasına çökmüşsün, yolsuzluk davası açmışsın. Toplumun %75’i inanmıyor bu yaptıklarının hepsine, bütün bu propagandalara rağmen. Gazeteye çökmek, televizyona çökmek sende. Her türlü merkez medyayı TMSF eliyle ele geçirmeye çalışıyorsun. Muhalif medyayı RTÜK eliyle susturmaya çalışıyorsun. Ben direnmeyeceğim! Ne yapacağım ben? O zaman ben direnmezsem buna, majestelerinin muhalefeti olurum: ‘‘Maaşını al, Ankara’da partinin başında otur. Arada bir git Anıtkabir’e çelenk koy, gel. Resepsiyona katıl. Salı günleri bir şey konuş.’’ falan. Bundan bu iktidar değişmez. Bu iktidarın nasıl değişeceğini biliyorum, onu uyguladığım için de saldırıya uğruyorum.

Ruşen Çakır: Son dedim ama ve siz hoşlanmıyorsunuz bu sorudan ama sormak mecburiyetindeyim. Dört gün var ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 15’inde olacak davayla ilgili hâlâ olumlu olumsuz herhangi bir açıklama yok.
Özgür Özel: Yani ben bir açıklama yapmasını ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin yargı eliyle dizayn edilemeyeceğini, kayyumlarla yönetilemeyeceğini, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kongreleriyle ilgili yargı kararlarının ve siyasi yönlendirmeyle alınacak yargı kararlarının CHP'ye karşı bir darbe girişimi olduğunu, bunun karşısındaki en önemli güvencenin de kendisinin olduğunu ve bunun karşısında pozisyon tutacağını açıklaması çok kıymetli olur.

Ruşen Çakır: Çok teşekkürler.
Özgür Özel: Sağ olun.

Ruşen Çakır: Evet, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel sorularımızı cevapladı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
14.09.2025 Öcalan’ın Demirtaş’a, Demirtaş’ın Öcalan’a, sürecin her ikisine ihtiyacı var
12.09.2025 Habertürk ve Show TV’ye ne oldu?
11.09.2025 Gürsel Tekin’in yaptığı en büyük hesap hatası
11.09.2025 Özgür Özel’den Kılıçdaroğlu’na çağrı: “CHP’nin kayyumlarla yönetilemeyeceğini açıklamalı”
10.09.2025 CHP bölünür mü? CHP bölünsün mü?
10.09.2025 Prof. Mehmet Gürses ile söyleşi: ABD’nin Türkiye sevdası ve Kürt mecburiyeti
09.09.2025 Cengiz Çandar ile söyleşi: Suriye için çözüm teslimiyet mi, entegrasyon mu?
09.09.2025 Erdoğan CHP’ye bir dava hediye etti
08.09.2025 Gürsel Tekin’i dinlerken…
08.09.2025 Erdoğan’ın hayalindeki CHP’de Gürsel Tekin’e düşen rol
14.09.2025 Öcalan’ın Demirtaş’a, Demirtaş’ın Öcalan’a, sürecin her ikisine ihtiyacı var
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı