Transatlantik: Biden adaylıktan çekildi | Kamala Harris, Trump’ı yenebilir mi?

23.07.2024 medyascope.tv

23 Temmuz 2024’te medyascope.tv'de yaptığımız Transatlantik’i yayına Tania Taşçıoğlu Baykal hazırladı

Ruşen Çakır: Merhaba, iyi günler. Amerikan siyâsetinde her şey çok hızlı gelişiyor, değişiyor. Biz de “Transatlantik”i değişik günlerde yapmaya başladık. En son, Trump’a sûikast girişiminin ardından olağanüstü bir “Transatlantik” yayını https://medyascope.tv/2024/07/16/transatlantik-trump-zaferi-garantiledi-mi-j-d-vance-nasil-biri-erdogan-esad-gorusmesine-dogru/yapmıştık. Şimdi de Joe Biden’ın adaylıktan çekilmesi üzerine konuşacağız. Fakat Ömer Taşpınar şu anda okulunun bir çalışması için ABD’de olduğundan katılamıyor. Yayını Gönül Tol’la yapacağız ve imkân bulursak, perşembe veya cuma günü Ömer’in de olduğu bir yayınla, bu hafta ikinci kez “Transatlantik”i yapacağız. Gönül, merhaba.
Gönül Tol: Merhaba Ruşen.

Ruşen Çakır: Bugün Ömer gelemedi, ama geçen gün yaptığımız bir yayında da sen yoktun. Fırsat bulmuşken senin arkandan konuşmuştuk. Şimdi Ömer’in arkasından konuşabiliriz. En son yayınımızda Ömer, Joe Biden’ın çekileceğine çok ihtimal vermemişti, sen de tersini söylemiştin. Senin söylediğin gibi oldu. Türkiye saatiyle pazar akşamı Joe Biden adaylıktan çekildi. Kamala Harris kısmına gelmeden önce, Biden istemeye istemeye mi çekildi sence?
Gönül Tol: Evet Ruşen. İstemeye istemeye çekildi. Hattâ cumartesi günü, danışmanlarına pazartesi yapacağı konuşmanın metnini hazırlattığı söyleniyor ve onlarla konuştuktan bir saat sonra adaylıktan çekilmeye karar verdi. En yakınındaki isimlerden bahsediyoruz. Zâten etrâfında çok insan yok. Bir de Covid olduğu için izole bir durumdaydı. Günlük olarak sâdece âile üyeleriyle etkileşim içindeydi. Bir iki tâne de çok yakın olduğu danışmanı var, onlarla iletişim hâlindeydi. Onların dahi haberi olmadan, Kamala Harris’in dahi haberi olmadan, sosyal medya hesâbından bir açıklama yaptı. Dolayısıyla herkes için şoktu. Aslında Biden istemiyordu çekilmeyi. Ona yakın insanlar, “Cumartesi günü konuştuğumuzda, karşımızda çekilmeyi düşünen bir başkan yoktu. Hattâ iki hafta önceden gelen kamuoyu yoklamalarına bakıp durumunun iyi olduğuna inanıyordu” diye söylüyorlardı. O arada ne oldu? Buna nasıl karar verdi? Bunu konuşalım istersen.
Geçen haftaki “Transatlantik”te ben Biden’ın çekilebileceğini düşündüğümü söylemiştim. Buna gerekçe olarak da şunu öne sürmüştüm: Trump’a sûikast girişiminin ardından bir ivme yakalanabilir. İlk günlerde belki Demokrat Parti’nin önde gelenleri “Biden çekilsin” söylemlerini çok dillendirmeyebilirler. Fakat bu sûikast girişimi Trump’ın çok işine yarayacak; hattâ mümkün olursa ve kamuoyu yoklamalarında da böyle bir yükseliş gözlemlenirse, bunu kullanarak yeniden Biden üzerindeki “Çekil” baskısını artıracaklarını söylemiştim. Öyle oldu gibi görünüyor. Geçen haftaki yayında şunu da konuşmuştuk: Biden’ın kampanyasına finansal olarak destek veren önemli iş insanları, kurumlar bu desteği çekeceklerini söylemişlerdi. Özellikle salıncak eyâletlerde –ki salıncak eyâletlerin pek çoğunda Trump önde gidiyor– kampanyanın geleceği açısından bu çok büyük bir sorun teşkil ediyordu. Bence karar vermesini tetikleyen sebeplerden birincisi bu. O bağışçıların bütünüyle çekilecek olması ve onlarla yaptığı konuşma.
İkincisi, bence yeni kamuoyu yoklamalarını da gördü. Sûikast girişiminden sonra, özellikle salıncak eyâletlerde Trump’ın yükselen profilini ve arayı daha çok açtığını gördü. Şöyle bir baskı oldu bence. Özellikle buna Nancy Pelosi’yi eklemek lâzım. Nancy Pelosi çok önemli bir isim Demokratlar içerisinde. Biden’la aralarında şöyle bir konuşma geçtiği söyleniyor: Nancy Pelosi, telefonda Biden’a, “Her şeyi kaybedeceğiz. Adaylıktan çekil” çağrısı yapıyor. Her şeyi kaybetmekten kasıt şu: “Eğer sen yarışta kalmaya devam edersen, biz sadece başkanlığı kaybetmeyeceğiz, aynı zamanda Senato’yu da kaybedeceğiz. Temsilciler Meclisi şu anda zâten Cumhuriyetçiler’in elinde. Temsilciler Meclisi’ni kazanma ihtimâlimiz de olmayacak. Sen yarışta kalarak öyle bir risk alıyorsun ki. Federal hükümetin üç kanadı da Cumhuriyetçiler’in, Trump’çıların eline geçecek. Bunun vebâlini ödeyemezsin.” Böyle bir konuşma geçtiği söyleniyor. Biden, “Ben neden bahsettiğini bilmiyorum. Çünkü benim elimdeki kamuoyu yoklamalarında böyle bir sonuç yok” diyor. Bunun üzerine Nancy Pelosi, Tom Daniel’i istiyor telefona. Daniel, Biden’a çok yakın isimlerden bir tânesi. Ve yapılan yeni kamuoyu yoklamalarını paylaşıyor. Dediğim gibi, bence Biden hiç istemedi. Buna zorlandı. Bu üç sebep çok etkili oldu.

Ruşen Çakır: Anladığım kadarıyla o söylediğin kampanya meselesi hemen tepki verdi. Biden’ın çekilmesinden sonra Demokratlar’a rekor düzeyde bağış yapılmış. Bu da bir anlamda Demokrat Parti tabanının ya da destekçilerinin bu olayı kabullendiğini, hattâ bundan memnun olduğunu gösteriyor herhalde.
Gönül Tol: Evet ve özellikle bunlar küçük bağışçılar. Senin benim gibi seçmen olan ve 15-20 dolar, 50 dolar, 100 dolar gibi küçük meblağlarla bağış yapan insanlar. Onlardan toplanan bağışın 80 milyon dolar olduğu söyleniyor. Bu Biden’ın iki üç ay boyunca toplayabildiği bağıştan çok daha fazla. Bu da partinin tabanına bir enerji getirdi. Biden’ın çekilmiş olması çok büyük heyecan yarattı. Tabiî bunun yanında, Biden’ın adaylıktan çekilip Kamala Harris’e desteğini açıkladıktan sonra, önemli iş adamlarının verdiği sözler de var. Kampanyanın seyri, Biden’ın verdiği bu karârın çok doğru olduğunu gösteriyor.

Ruşen Çakır: Söylediğin gibi, Biden, çekilme açıklamasından sonra, Kamala Harris’e desteğini açıkladı. Ardından peş peşe açıklamalar geldi eski başkanlardan. Yanılmıyorsam Bill Clinton’dan, Barack Obama’dan da geldi; ama bunun netleşmesi için bir ay kadar bir süre var, değil mi? Kamala Harris’in aday olmama ihtimâli var mı?
Gönül Tol: Çok küçük bir ihtimal. Adaylık, Ağustos’ta yapılacak olan Demokrat Parti kongresinde resmîleşiyor. Biden’ın çekildiğini öğrenir öğrenmez, Kamala Harris’e çok yakın isimler, delegelerin desteğini alabilmek için hemen telefona sarılıyorlar ve delegeleri aramaya başlıyorlar. Normalde, herhangi bir adayın Demokrat Parti’nin başkan adayı olabilmesi için 1976 delegeye ihtiyaç duyuluyor. Financial Times’ın haberine göre Kamala Harris çok daha yüksek sayıda delegeden, yanılmıyorsam 2668 delegeden, “Ağustos’taki kongrede seni destekleyeceğiz” sözü almış. Dolayısıyla Kamala Harris çok çok büyük bir ihtimalle partinin adayı olacak. Yani iki alternatif var.
Bu arada, senin dediğin gibi Clinton ve Obama destek verdiler. Hattâ Obama, Biden’ı bu karârından dolayı tebrik etti. Fakat yaptığı ilk açıklamada Kamala Harris’e destek vermedi. Elizabeth Warren destek verdi, ama Bernie Sanders vermedi. Bunlar çok önemli figürler. Obama ilk yaptığı açıklamada, “Eminim partimiz düzgün bir süreçle ve herkese açık bir yarış sonucunda adayına karar verecektir” gibi bir şey söyledi. Bu açıklama bir sürü insana, “Acaba başkasını mı destekliyor?” diye düşündürdü. Evet, Kamala Harris yeterli sayıda delegeden onu destekleyeceklerine dâir söz aldı ve çok zekice bir şey yaptı Harris’in ekibi. Ben çok etkilendim. Çünkü bugüne kadar çok kıvrak çalışmadı Kamala Harris’in yakınındaki insanlar. Çok zekice bir şey yaptılar. Biden’ın açıklamasından ve Kamala Harris’i desteklediğini söylemesinin ardından, hemen, Ağustos’taki kongrede adaylık yarışında Kamala Harris’e rakip olabilecek isimleri, Kamala Harris’in başkan yardımcısı olarak seçme ihtimâlinin olduğunu sızdırdılar gazetelere. Dolayısıyla onları ekarte etmiş oldular.

Ruşen Çakır: Tam onu soracaktım. Başkan yardımcısı olarak atamayı düşündüğü söylenen isimlerin, aslında Kamala Harris’in rakibi olmaları bekleniyordu. Yanlış bilmiyorsam, iki vâli var. Senatörler var galiba, değil mi? En öne çıkanlar Pensilvanya Vâlisi ile Kaliforniya Vâlisi miydi? 
Gönül Tol: Evet, çok popüler isimler onlar. Kamala Harris’in ekibi hemen, onların başkan yardımcılığı için isimlerinin düşünüldüğünü söyledi. Şimdi kendini o adayların yerine koy. İki alternatifin var: Ya Ağustos’taki kongrede, “Partinin başkanlığına adaylığımı koymuyorum” deyip başkan adaylığından vazgeçeceksin ve Kamala Harris’i destekleyeceksin ya da yarışacaksın. Şu noktada yarışmak riskli bir şey. Çünkü başkan yardımcısı olma ihtimâlin, partinin adayı olma ihtimâlinden daha yüksek. Onu kaçırmak istemezsin. Hızlı bir telefon trafiği olduğunu duyduk. Sızan haberden sonra bu isimlerin hemen Kamala Harris’i aramakla aramamak arasında kaldığı ve telefon trafiğiyle istişâreler yapıldığı söyleniyor. Kısacası şu anda Kamala Harris’in önünde çok rakip yok gibi.
Kamala Harris’in adaylığının resmîleşmesi için Ağustos’taki kongreden aday çıkması gerekiyor. Ya hiç rakipsiz girer kongreye ya da birkaç rakip çıkabilir karşısına. Bence ikincisi olsa, Kamala Harris açısından daha hayırlı olur. Çünkü şu tür endîşeler var ve bence haksız endîşeler de değil: Kamala Harris’in çok karizmatik olmadığını biliyoruz. Demokrat Partililer kamuoyu yoklamalarında Kamala Harris’in Biden’dan sonraki en zayıf aday olduğunu söylüyorlar. Biden’dan çok daha önde bir yerde değil. O yüzden, partinin içinde, “Trump’ı yenme şansı çok daha yüksek birilerini seçelim kongrede. O nedenle, açık bir kongre, bir yarış olsun” diyorlar. Obama gibi isimler bunu söylüyorlar. Şimdi, eğer karşısına biri çıkarsa, Kamala Harris bunu kazanmış olacak. “Bu meşrû bir süreç değil. Kamala Harris bize dayatıldı” diyenler var. Biden ön seçimleri kazandı. Dolayısıyla Biden, aslında Demokrat Parti’nin yasal olarak değil, ama meşrû başkan adayıydı çekilmeseydi. Harris öyle değil. Kamala Harris bir ön seçimden geçmedi. Biden onu işâret etti. Biden onu işâret ettiği için de Biden’ı destekleyen pek çok yeterli sayıdaki delege Harris’i desteklemeye karar verdi. Ama insanlar, “Burada bir açık yarış olmadı. Kamala Harris bize empoze edildi” diyorlar. Dolayısıyla Kamala Harris’in bunu kazanması gerekiyor. Zâten ilk yaptığı açıklamada, “Ben sâdece başkanlık yarışını kazanmayacağım, aynı zamanda partimin adaylığını da kazanacağım” dedi. Bunun altında şu mesaj yatıyor: “Biden bana bu tâcı giydirmiş değil. Ben bunun için mücâdele edeceğim ve buna lâyık olduğumu göstereceğim.” O nedenle bence, Ağustos’taki kongrede rakip olarak karşısına sembolik de olsa birkaç insan çıksa, “Söke söke aldım. Kendim kazandım. Bu bana verilmedi” diyebilir. Bu, meşrûiyetine dâir kafa karışıklığını da giderir diye düşünüyorum.

Ruşen Çakır: Gördüğüm kararıyla başkan yardımcısı profili olarak, beyaz, erkek, Kamala Harris’ten biraz daha genç ya da çok yaşlı olmayan, daha merkeze yakın, hattâ daha sağa yakın isimler diye görüyorum. Genel eğilim böyle mi? Erkek ve beyaz olacağı kesin galiba.
Gönül Tol: Evet. İki kadın olmaz. Meselâ Pete Buttigieg kabinede çok önemli bir isim. Ulaşımdan sorumlu kabine üyesiydi. Onun adı geçiyor, ama açık bir şekilde gay olan bir isim. Zâten Kamala Harris azınlıkları temsil ediyor. Cumhuriyetçiler’in kimlik üzerinden saldırdığını düşünürsek, gay bir isim olmayacağı düşünülüyor. Önce konuyu adaylık meselesiyle değerlendireyim. Kamala Harris gerçekten de alternatifler içinde en popüler aday değil. Ondan çok daha iyi hatip olan, Trump’ı alt etme ihtimâli daha yüksek olan isimler var. Fakat Kamala Harris’in şöyle avantajları var: Birincisi, hâlihazırda kurulmuş olan Biden’ın bir seçim altyapısı var. Bunlar gerçekten küçük şeyler değil. Özellikle seçimlere yakın zamanda Amerika içerisinde seyâhat ediyor olsanız görürsünüz. Evlerin kapısına, penceresine, bahçelere, duvarlara pankart asmaktan tutun, ev ev, kapı kapı gezmeye, aramaya kadar, parti teşkîlâtının yaptığı her şey, Biden ve Kamala Harris üzerine odaklanmıştı doğal olarak. Seçime çok az zaman kaldı. Bu kadar az bir zamanda yepyeni bir adayın bu altyapıyı sıfırdan kurması neredeyse imkânsız. Çok çok zor. Gerçekten her gün televizyonda olan, bütün Amerikan halkının tanıdığı bildiği bir isim olması gerekiyor. Kamala Harris bu anlamda avantajlı. Çünkü hâlihazırda kurulmuş ve iyi işleyen bir seçim altyapısını devralacak.
İkincisi, Biden’ın kampanya ekibinden hiç kimsenin işten çıkarılmayacağı söyleniyor. Biden’ın kampanya ekibi, tıpkı Biden için çalıştıkları gibi Kamala Harris için çalışmaya devam edecekler. Orada da bir kesinti olmayacak. Üçüncüsü, kampanya paraları; 100 milyon dolar kampanya bağışları bankada duruyor. Eğer üçüncü bir aday olsaydı, Kamala Harris dışında bir aday olsaydı, o paranın yasal olarak transferi çok güç olacaktı. Fakat şimdi Cumhuriyetçiler buna da karşı çıkıyor; çünkü o bağışlar Kamala Harris-Joe Biden’a yapılmış bağışlardı. Kamala Harris o kampanya bağışlarını kendi kampanyasına transfer ettirebilecek. Cumhuriyetçiler, “Hayır bunu yapamaz” diyor. Çünkü aslında Biden bu paraları topladığında, Demokrat Parti’nin resmî olarak kabul edilmiş adayı değildi; çünkü Ağustos kongresi yapılmadan çekildi. “O yüzden Kamala Harris bu bağışları kullanamaz” diyorlar. Fakat hukukçular bunun önünde bir yasal engel olmadığını söylüyorlar. Bu da Harris’in işine yarayacak. Onun için avantaj teşkil eden bir şey.
Kamala Harris’in bir başka avantajı, kadınları, siyâhîleri ve gençleri çekme konusunda diğer adaylara oranla çok daha başarılı olacaktır — özellikle kürtaj meselesinde. Zâten kürtaj konusu Biden kampanyasının da ana ayaklarından biriydi. Uzunca bir süredir Kamala Harris eyâlet eyâlet gezip kürtaj meselesinde çeşitli sivil toplum örgüt örgütleriyle ve kadın gruplarıyla konuşuyordu. Bu konuda söyleyeceği her şey bu kadın seçmeni çok daha hızlı mobilize edebilir. Aynı zamanda siyâhîler var. Mesela parçası olduğum bir online grupta dün gördüm: 1000 siyâhî kadının katıldığı bir online platformda konuşma yapılıyormuş. Biden’ın açıklamasının hemen ardından o 1000 siyâhî seçmen bir araya geliyor ve bir saat içerisinde bütün delegelere 6500 tâne mektup yazılıyor, e-mail yollanıyor. Bunu neden anlatıyorum? Kamala Harris’in, siyâhî seçmeni çok ciddî mobilize etme kapasitesi var. Başka adayların olmayacağı kadar. Diğer tarafta ise iki beyaz erkek var: Trump ve JD Vance. Onların karşısında siyâhîlerin, azınlıkların rahatlıkla oy verebileceği bir isim. Gençler konusunda da daha avantajlı Kamala Harris.
Son olarak, Kamala Harris’in hangi konularda avantajlı olduğunu düşünürken şunu da eklemek lâzım: İsrail konusunda da avantajlı. Ciddî sayıda seçmen, gerçekten Biden’ın İsrail konusunda, Gazze konusunda takındığı tutumdan çok rahatsızdı haklı olarak. Bunların içerisinde önemli eyâletler vardı. Gençler, partinin sol kesimi, çok ciddî tepki gösteriyordu Biden’a. Fakat 7 Ekim’in ardından kısa bir süre sonra, Kamala Harris kendini aslında bir parça Biden’dan ayrıştırdı. Biden yönetiminde, “Hemen bir an evvel ateşkes olmalı” diyen ilk isimdi Kamala Harris. Bu nedenle, İsrail konusunda kızgın kesimin çok sempatisini almış bir isim. Dolayısıyla o anlamda da avantajı var.
Bir de, partinin sol kesiminden Elizabeth Warren çok önemli bir isim. Hemen Kamala Harris’i desteklediğini açıkladı. Partinin sol kesimi genel olarak destekliyorlardı ve Biden’ın çekilmesini de istemiyorlardı. Çünkü Biden’ın birinci döneminin, sol kesimin taleplerine cevap vermede târihî bir 3,5 yıl olduğunu düşünüyorlar. Gerekli sebepleri de var. Biden yönetimi döneminde altyapı yasası geçti. Enflasyonu düşürme yasası geçti. İklim kriziyle mücâdele için çok ciddî adımlar atıldı. Öğrencilerin borçları silindi. Dolayısıyla partinin sol kesimi zâten Biden’ı destekliyordu ve yarıştan çekilmesini istemiyorlardı. Bunun bir kısmı şimdi Kamala Harris’i desteklediğini söylüyor. Fakat bir kısmı, meselâ Bernie Sanders gibi isimler henüz Kamala Harris’i desteklediklerini açıklamadılar. Kamala Harris’i biraz daha sola kaydırmaya çalışıyorlar. Bernie Sanders, “Gerçekten Biden başarılı bir başkandı. Ben Kamala Harris’i de desteklerim. Fakat desteklemeden önce bana şu sözü vermesini istiyorum: Öğrenci affı filan bunların hepsi iyi şeyler, ama meselâ medikal borçların da silinmesini de istiyorum” gibi bir dizi talebi var Kamala Harris’ten. Bu da partinin daha sola kayması anlamına geliyor. Sendikalar da destekliyor Kamala Harris’i. Bütün bunlar, Kamala Harris için son derece pozitif şeyler.

Ruşen Çakır: Anladığım kadarıyla hâlâ Trump önde, değil mi?
Gönül Tol: Evet, ama 2 puan. Biden ile aralarında 6 puan vardı. Biden çekilir çekilmez Kamala Harris’in aday olması netleşince, yapılan kamuoyu yoklamalarında aralarında 2 puan olduğu görüldü. Evet, Trump 2 puan önde, ama Demokrat Parti Cumhuriyetçi Parti’nin tabanından çok daha fazla enerjik. Şu anda seçimlere dâir heyecan duyuyor. Washington Post’ta, George Mason Üniversitesi’nin kamuoyu yoklamalarına baktım. Bütün bu olanlardan sonra yapılmış yeni bir araştırma. Araştırmada “Sandığa gidecek misiniz?” diye sorulmuş. “Evet. Sandığa gideceğim” ve “Bu seçimler için heyecan duyuyorum” diyen Demokrat seçmen sayısı oranı Cumhuriyetçiler’den daha fazla. O yüzden 2 puan kapatılmayacak bir puan değil.
Az önce Kamala Harris’in avantajlarını saydım, dezavantajlarını da söyleyeyim. Birincisi, hiç karizmatik bir insan değil. En az Biden kadar onun da gaf yapma kapasitesi var. İyi bir hatip değil. Bence çok daha önemli bir şey daha var. Bu sâdece Kamala Harris için bir problem değil. Zannediyorum bu Amerikan târihinde bir kez oldu: Bir başkan yardımcısı birdenbire o partinin başkan adayı oluyor. Bu durumda en büyük problem: Kamala Harris’in kampanyasının, bir taraftan kendini Biden yönetiminden ayrıştırabilmesi gerekiyor. Çünkü Biden yönetimi bir taraftan çok büyük başarılara da imzâ attı. Kamala Harris onun kredisini toplayıp nasıl kendisini ayrıştıracak? Çok güç bir denge, onu nasıl kuracaklar bilmiyorum. Kamala Harris, bu enflasyonu düşürme politikasının kredisini almak isteyecektir. Ya da öğrencilerin borçlarının silinmesi meselesinden oy devşirmek isteyecektir. Ukrayna’ya yardım konusunda, “Ben de o odadaydım. Ben de bunun bir parçasıyım. Bunun mîmarlarından biriyim” demek isteyecek. Ama diğer taraftan, son derece popülaritesini yitirmiş bir Biden yönetimi var. Dolayısıyla bâzı yerlerde kendini ayrıştırmak zorunda Biden’dan. Hangi noktalarda ve nasıl ayrıştıracak? Bu büyük bir sorun ve bu çıkmazdan nasıl kurtulacak emin değilim.
Yine Kamala Harris’in dezavantajlarından bir tânesi: Sınır güvenliği ve göçmen meselesi. Biliyorsun başkan yardımcısı olarak sınır güvenliği ve göçmen meselesi dosyası verilmişti kendisine. Bu çok zor bir dosya ve pek çok insan bu konuda hiçbir şey yapmadığı için çok eleştirdi Harris’i. Zâten yapması çok güçtü. Hattâ Kamala Harris’in ekibinden insanlar, “Tam olarak bizim başarısız olmamız için bize bu dosya verildi” diyorlardı. Gerçekten de eleştiri oklarına mâruz kaldı Kamala Harris. Cumhuriyetçiler’in en çok vuracağı noktalardan bir tânesi de o. Göçmen meselesi seçmen nezdinde çok önemli bir sorun teşkil ediyor. Çok büyük bir başarısızlık olarak gösterecekler. “Bakın sınırımızı koruyamayan bir kadın, Amerikan Başkanı olmak istiyor” diyecekler. Bu, bâzı bağımsız seçmen nezdinde gerçekten prim yapabilir. O eleştirileri savuşturmanın en etkin yollarından bir tânesi başkan yardımcısını iyi seçmek. O konuda bir sürü alternatif var. Meselâ Mark Kelly: Arizona senatörü, eski asker, donanmada görev almış, NASA’da çalışmış, astronotmuş. Arizona çok kritik bir salıncak eyâlet. Mark Kelly, 2022 Senato seçimlerinde Trump’çı rakibine 5 puan atarak kazanmış. Karşısındakine güçlü olduğunu gösteren bir imajı var.

Ruşen Çakır: “Tuttuğunu koparan” diyorlar ona.
Gönül Tol: Evet, öyle bir imajı var. Eski bir asker olduğu için, Kamala Harris, sınır konusunda kendisine yöneltilecek eleştirileri, böyle bir başkan yardımcısı adayı seçerek ekarte edebilir diye düşünüyorum. Şunu da ekleyeyim, bence çok önemli: Kamala Harris başkanlığı kaybedebilir, sonuçta dediğim gibi 2 puandan bahsediyoruz. Ama bir sürü şey söz konusu. Harris’in ilk kampanya konuşmasını dinledim, fena değildi, ama tabiî bir gaf yapmaya bakar. Bahsettiğim bir sürü mesele önümüzde duruyor. Şunu unutmayalım: Kamuoyu araştırmalarında Biden’dan daha önde, daha popüler. Başkanlığı kaybetse dahi, yine de Amerikan demokrasisine vereceği önemli bir hizmet var Kamala Harris’in. Temsilciler Meclisi’nin Demokratlar’a geçmesini sağlayabilir. Demokrasi açısından konuşursak, Trump’ı destekleyen dinleyicilerimiz, “Ne istiyorsunuz Trump’tan?” diye hep eleştiriyor bizi. Ama ben kendi içimde hiçbir çelişki görmüyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, otokratik liderleri, demokratik işleyişe, demokratik sürece tehdit arz eden siyâsetçileri tehlikeli buluyorum. O yüzden de Trump’ı tehlikeli buluyorum. Kamala Harris başkanlık seçimini kaybetse de Temsilciler Meclisi’nin Demokratlar’a geçmesini sağlarsa –ki Senato kaybedilecek muhtemelen–, bir otokratın hükûmetin her kolunu domine etmemesini sağlayacak. O bile bir kazanımdır. 

Ruşen Çakır: Gönül, burada noktalayalım. Bir sonraki yayını, bu hafta kapanmadan Ömer’le berâber yapalım. O zamana kadar bayağı da bir şey netleşmiş olur. Şu hâliyle görüldüğü kadarıyla, Kamala Harris Biden’dan daha iyi bir noktada duruyor. Kapanmayacak bir ara yok. Ama kampanyayı gerçek anlamda başlatmadı. Öte yandan, bu sûikast girişimiyle iyice güçlenen kurt bir isim var karşısında. Zor bir süreç olacak. Teşekkür ediyorum sana. İzleyicilerimize de teşekkür edelim. Bir iki gün içerisinde, kaldığımız yerden devam edelim. İyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
28.08.2024 Sinan Ülgen ile söyleşi: Türkiye S-400'leri ne yapacak?
28.08.2024 Transatlantik: S-400’lerin geleceği - ABD-Çin ilişkileri - Erdoğan ve Netanyahu çatışması
25.08.2024 Arda Turan belgeselini izlemeye niçin karar verdim?
23.08.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (228): CHP içi tartışmalar – Yeni Anayasaya ihtiyaç var mı? – Mehmet Şimşek spekülasyonları
22.08.2024 Mehmet Şimşek hakkındaki spekülasyonların aslı
22.08.2024 Süleymancılar niçin güven vermiyor?
21.08.2024 Transatlantik: Biden’ın vedâsı – Sürpriz Kursk Harekâtı devam ediyor – Gazze’de ateşkes mümkün mü?
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı