Gül'ün "cool" konuşması TÜSİAD'ı hayal kırıklığına uğrattı

18.04.2014 Vatan

TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi'nin Ankara Sheraton Oteli'ndeki toplantısının onur konuğu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'dü. Gül'ün bu toplantıya katılıp konuşma yapacak olması birçok açıdan anlamlıydı:
1) Hükümet, daha doğrusu Başbakan Erdoğan ile TÜSİAD arasındaki mesafe iyice açılmıştı. En son olarak Erdoğan, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın yolsuzluk iddiaları ve hukuk devleti konusundaki kaygılar bağlamında yapmış olduğu "yabancı sermaye kaçabilir" uyarısını "vatan hainliği" olarak ilan etmiş ve şöyle konuşmuştu: "Sen hangi yüzle bu idarenin bakanlarını TÜSİAD'a davet edeceksin? Bizimle hangi işini görmeye geleceksin? Hangi yüzle?" Nitekim Ankara'daki dünkü toplantıya hiçbir bakan katılmadı.
2) Gül'ün bütün bu gerilime rağmen TÜSİAD'ın davetini kabul etmiş olması, Çankaya ile hükümet arasında son dönemde iyice netleşen görüş ve tutum farklılıklarının bir yenisi olarak telakki edildi. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı'nın yapacağı konuşmada bu farklılıkların altını bir kez daha, kalın bir şekilde çizmesi beklendi.
3) Yine Gül'ün yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne tür bir tutum takınacağının ipuçlarını aynı konuşmada vermesi de bekleniyordu.

Ama olmadı. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu ile Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'ın siyasi kutuplaşma, demokrasi, temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti, bağımsız kurumlar, dış politika gibi konularda eleştirilerle dolu konuşmalarından sonra kürsüye çıkan Gül beklentilerin tamamen tersine, son derece sakin, İngilizce tabirle "cool" bir konuşma yaptı ve salonu dolduran TÜSİAD'cılara şöyle seslendi: "Merak etmeyin, olumsuzlukların hepsi geçicidir. Siyasi gerilimler bizde hep olmuştur. Moralinizi bozmayın. İşinize, gücünüze bakın."
Konuşmanın ardından sohbet etme imkanı bulduğum bazı TÜSİAD üyeleri şaşkınlık ve hayal kırıklıklarını açıkça ifade ettiler. Daha az duygusal olanlarsa bunu bir tür "veda konuşması" olarak gördüklerini belirttiler.

Ayrı dünyalar

Peki sahiden bir veda konuşması mı yaptı Gül? Sanmıyorum. Kendisi belki de sahiden siyasete veda etmeyi düşünüyordur ama hem bunu ilan etmesi için vakit çok erken, hem de TÜSİAD toplantısı kesinlikle bunun yeri değil. Aynı şekilde Gül'ün Erdoğan ile olan farklılıklarını dile getirmek için en son düşüneceği yerlerden biri de herhalde bu toplantı olurdu. Hele, dün TÜSİAD'cıların huzurunda Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Başbakan'a alenen meydan okuyacağını düşünmenin hiçbir şekilde gerçekle bağlantısı olmadığı ortada.
Gül TÜSİAD'a Erdoğan'dan katkat fazla ilgi gösteriyor, önem atfediyor olabilir ama eninde sonunda AKP'nin önde gelen kurucularından, ilk hükümetin başı ve bu parti milletvekillerinin oylarıyla Çankaya'ya çıkmış muhafazakâr bir siyasetçiden söz ediyoruz. İçinden çıktığı camia TÜSİAD karşıtı propagandalarla iyice haşır neşirken Gül'ün dünkü toplantıya icabet etmesi bile kendi siyasi geleceği için epey riskliydi. Çünkü eğer siyasi yaşamını sürdürmek istiyorsa sırtını dayaması gereken esas yerin TÜSİAD gibi kurumlar değil de o muhafazakâr camia olduğunu herhalde Gül çok iyi biliyordur.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.11.2025 Cemil Bayık’a sormak istediğim soru: Fesih karşılığında ne kazandınız ya da kazanacaksınız?
02.11.2025 Bitmeyen ve bitmeyecek tartışma: Cumhur İttifakı’nda çatlak mı var?
01.11.2025 Ve Selahattin Demirtaş sahalara döndü!
30.10.2025 Erdoğan’ın CHP’ye karşı son 225 günü: Bir adım ileri iki adım geri
30.10.2025 Herkesin kazanacağı bir süreç mümkün mü? Mümtaz'er Türköne ile söyleşi
30.10.2025 1 Ekim’den 29 Ekim’e: İki resmi resepsiyon ve farklı fotoğraflar
29.10.2025 Çözüm sürecinde kazananlar ve kaybedenler | Mehmet Gürses yorumluyor
29.10.2025 “İngiliz casus” olayında kafama takılan sorular
28.10.2025 Yolsuzluk, terör, casusluk: Sırada ne var?
28.10.2025 Çözüm sürecindeki tıkanıklık nasıl aşıldı? PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye’den çekmesinin öyküsü
02.11.2025 Cemil Bayık’a sormak istediğim soru: Fesih karşılığında ne kazandınız ya da kazanacaksınız?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı