Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti

30.07.2003 Vatan

Türkiye’deki milliyetçi ve muhafazakar düşünce üzerine araştırmalarıyla tanınan Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyesi Prof. Süleyman Seyfi Öğün ile MHP’yi ve milliyetçiliğin geleceğini konuştuk:

Ülkücü hareket 3 Kasım’da neden yenildi?
Öğün:
Ülkücü harekette ciddi manada bir taban-tavan farklılığı var. 12 Eylül öncesinde bu pek göze çarpmıyordu. Sokak savaşlarının sona ermesi ve bu iki kesim arasındaki bağı sağlayan karizmatik önder Türkeş’in ölümünden sonra çatlak çok belirgin olarak ortaya çıktı. Devlet Bahçeli bazı sıkı örgütçüleri ikna etmek suretiyle iktidara yakınlaştı. Yeni MHP iktidar olmakla merkez olmak arasındaki çelişkiyi atlamış gözüküyor. Çünkü merkez, 12 Eylül sonrası pragmatizmi ahlakçılık (moralizm) karşısında önceleyen bir sabite üzerinden kirlenmiş ve yıpranmıştı. MHP’yi ahlakçı beklentiler iktidara taşıdı, ama partinin tercihi merkez olmaktı. Dolayısıyla ahlakçı destekleri, tipik bir merkez parti davranışı içinde ve mensuplarının bazılarının yolsuzluk olaylarına karışması gibi ters gelişmelerle boşa çıkardı. Bunun sonucunda en büyük tepkiyi de kendi tabanından aldı. Bugün yukarıdan aşağıya doğru MHP yönetiminin prestiji azalmış görülüyor. Üst kadrolara karşı nefret duyguları sık sık dile getiriliyor. MHP ahlakçılık gibi politikanın yükselen değeri karşısında merkezci bir pragmatizmi tercih edip başarısızlığa uğrarken onun yarattığı boşluğu AKP doldurdu.

Bazı ülkücüler “galiba bu iş bitiyor” diyor...
Öğün:
Eğer iktidar olmak üzerinden bakılıyorsa bir sona gelinmiş olduğu düşünülebilir. Ama MHP'nin kemikleşmiş ve taşra gençliğini derinden etkileyen örgütlenmesi düşünüldüğünde hareketin sonuna gelindiği düşüncesinin konjonktürel kalacağını kanısındayım. Bu durum hareketi sona erdirmez belki, ama alabildiğine sınırlandıracağını söyleyebiliriz.

Son dönemde milliyetçiliğin yerini “millicilik”in aldığı gözleniyor. Bu geçici bir eğilim değilse orta ve uzun vadeli etkileri ne olabilir?
Öğün:
Milliciliğin, yani reel politikanın gerektirdiği ve rasyonelleştirilmiş, ılımlılaştırılmış, banallikten arındırılmış milliyetçiliğin merkezde tutunumlu olması ancak merkez politikaların genel politik hayat içinde teveccüh kazanmasıyla anlamlı olabilir. Oysa gelinen aşamada pragmatik merkez politik kültürler yıpranmış ve bunun yerini ahlakçı tercihler almıştır. Bu tercihlerin baskısı eş anda hem bildiğimiz doktriner-ideolojik milliyetçiliği hem de milliciliği tasfiye edecek gözüküyor. Bunun yerini postmodern milliyetçilik olarak gördüğüm bir başka politik süreç alabilecektir.Yakın gelecekte ‘Forza İtalya’ türü politikaların daha etkili olacağı kanaatindeyim. Bir tür ‘Forza Türkiye’ olarak görülebilecek olan Genç Parti bu boşluğu doldurabilir ve MHP'nin mirasını kendisine aktarabilir.

MHP’DEN KIRGIN AYRILAN AHMET VEFİK ALP:

"Beni mutfağa hiç sokmadılar"

Prof. Ahmet Vefik Alp MHP’de aktif siyasete girince, bildik ülkücü tiplemesinin dışında olduğu için geniş ilgi gördü. Ama esas ününü şanssızlığıyla yaptı. Girdiği her seçimde MHP’nin vitrindeki isimlerinden biri oldu, ama hiçbirinde sandıktan çıkamadı. Mimar olan Prof. Alpay, MHP’nin Ankara Balgat’taki yeni genel merkez binasının projesini yaptı. Fakat MHP’nin parası tükendiği için inşaat yarım kaldı. Bu arada Prof. Alp de sabrı tükendiği için, seçimden kısa süre sonra törenle Genç Parti’ye katıldı. Fakat bu kez de çok isabetli davranmamış olabilir. Çünkü geliştirdiği popülist milliyetçi söylemle MHP’yi baraj altında bıraktığı ileri sürülen GP’nin geleceği, Uzan ailesine yönelik ekonomik müdahaleler nedeniyle hayli belirsiz. İşte Prof. Alp’in duyguları: “On yıllık MHP’liliğim oldu. Türkeş Beyin ricasıyla katılmıştım partiye. Hatta onun veliahtı olduğumu bile söylediler. Özellikle imaj değişikliği konusunda katkım oldu. Ancak onun ölümünden sonra pek anlaşamadım yeni yönetimle. 57. hükümette beni başbakan başmüşaviri yaptılar. Ama görev tarifi yapılmadığı için yetkisiz bir makamdı. Seçimden sonra MHP Genel merkezi inşaatında projeye müdahale etmeye kalktılar. 15 milyon dolarlık bir projedir ve yüzde 80’i bitmiştir. Yılbaşına kadar inşaat durdu. Artık kongrede seçilecek yeni yönetimle çalışmaya devam etmek durumundayım. Bu süre zarfında çok ilginç şeyler yaşadım. Mesela beni mutfağa hiç sokmadılar. Fikir ve üslup bakımından uyuşmazlığımız çoktu, zaten bana ‘aykırı milliyetçi’ diyorlardı. Evini yaptığım bir partiden ayrılmak istemezdim, ama beni çok üzdüler, kırdılar. Genç Parti’ye girince de özellikle internet sitelerinde çok haksız bir şekilde saldırdılar.”

PROF. TURAN YAZGAN:

"Türklerde yön hep Batı’ya doğrudur"

Milliyetçi camianın önemli isimlerinden, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan, arkadaşlarımız Seyhan Sevinç ve Süleyman Arıoğlu’na şu değerlendirmelerde bulundu: “MHP'yi geçen dönemin iktidarından ayrı tutmak mümkün değil. Bu öyle bir iktidardı ki, Türkiye uzun süren iktisadi politikalarının gafları sonucu yularını başka devletlerin eline vermişti. Bu durumda Türkiye'yi o hükümette üçte birlik güce sahip MHP'nin kurtarması mümkün değildi. Önünde bir açıklık yoksa neyi düşünebilir, politika üretebilirsin ki? Şartlar elverirse politikalar üretilir. Bunun bir şartı daha var, o da insan gücü. MHP bu açıdan diğer partilerden çok üstün. Devlet bütün olumsuz şartlara rağmen ayakta durabiliyorsa, MHP'li dediğimiz ülkücü, kelleyi koltuğa alabilen insanların sayesindedir. MHP’nin bugün suskun olması teşkilatın çökmüş, son seçimde yemiş olduğu darbeden yerle bir olmasından. Oylar yüzde 17'den yüzde 8'e inerse bu bir dağınıklık, başıboşluk doğal. Ama bu teşkilat dışında sesin çıkmadığı anlamına gelmez, ses benden çıkıyor, parti var veya yok. Başka arkadaşlar da var, bar bar bağırıyoruz, yazıyoruz. Fakat, teşkilatlı ses çıkmıyor. MHP kongresi teşkilatın kendisi toplaması için bir şans yaratabilir de yaratmayabilir de. Ama bu şansı fazla görmüyorum. Bunda kişiler de önemli tabii. Devlet Bahçeli son derece ciddi, terbiyeli biri, ama başarısı meydanda. Bunun sorumlusu sadece o değil elbette. Daha evvelki hükümetler suçludur. Türkiye illa Avrupa Birliği'ne girmek, Batı standartlarına uymak istiyor. Bunlar engel değil, bu ideal Tuğrul Bey zamanından, 1000 yıllarından beri vardır. Türkler'de yön Batı’ya doğrudur, Atatürk'ten önce de sonra da bu kesinlikle hiç şaşmamıştır. Batı medeniyeti zaten Türk medeniyetinin tercümesidir Avrupa Birliği'ne girmeyi başım üstünde kabul ediyorum, ama hangi şartla? Benim şartlarıma uygun politikaların, müesseselerin baki kalması kayıt ve şartıyla. Bu mümkün değilse girmiyorum, kesin olarak girmiyorum. Ama, bu mümkün. Globalleşme gibi kavramların üzerinde de durmak lazım. Bunlar bir yönüyle mecburidir. Mecburiliği teknolojiden doğar. Bilgisayar varsa, bilgisayarla birlikte pek çok tutum ve davranış Türkiye'ye, Azerbeycan'a, Suudi Arabistan'a da girecektir. Girmesi de doğrudur ama, bu dünyanın bir köy haline geleceği, dünyanın tek bir idareye kavuşacağı, milliyetlerin, istiklalin ortadan kalkacağı manasına asla gelmez. Hiçbir zaman da gelmeyecektir.”

TABAN KONUŞUYOR

Şeriatçıların gönlünü hoş tutmayalım

MHP’ye kızıp Perinçek’i örnek alın diyenlere kızıyorum. Apo ile kol kola resim çektiren insana neden öykünürsünüz? Ülkücülük Türk-İslam sentezini değildir. Turancı, milliyetçi değerlere daha fazla önem vermeli, şeriatçı kesimin gönlünü hoş tutmaktan kaçınmalıdır. Devlet Bahçeli, Koray Aydın, Ramiz Ongun, Osman Durmuş gibi harekete hiçbir şey vermemiş insanlar bir kenara çekilmeli, karanlık işlere karışanlar dışlanmalıdır. MHP’ye Tuğrul Türkeş Başkan olmalı, Mehmet Ağar’ın DYP’si ile birleşilmelidir.
İbrahim Ormancı-Alaşehir

Ecevitlerin saygılı evladı: Bahçeli
Bahçeli, bir işaret etseydi 30-40 milltevekili gelir ve birinci parti olarak hükmeti kurabilirdi. Ama Rahşan Ecevit’in zehir zemberek açıklamalarına rağmen Ecevit’in güdümüne girdi. Ecevitlerin çocuğu yok, ama Allah Bahçeli gibi saygılı bir evlat verdi. Rahmetli Türkeş olsaydı 3.5 yılda en az 35 kez yumruğunu masaya vurmuştu.
Müdahir Onat

Lider adayları kaç gram geliyor?
Ülkücü hareket çok büyük bir harekettir. Bazıları boylarına poslarına bakmadan bu yüce davanın liderliğine soyunmaktadır. Onlara önerim, herşeyden önce kendilerini tartmaları, kaç gram geldiklerini görmeleri, daha sonra bu ağır yükün altına girmeye karar vermeleridir.
Girayhan Aktaş-İstanbul

MHP’de devşirmelerin zulmü var
Osmanlı’da devşirmelerin üst kademelere geldikten sonra Türk milletine yaptığı zulmün aynısı MHP’de yaşanıyor. Kimlik problemi olanlar, Türk milliyetçilerini ve Türkçüleri tamamen dışlamış ve sinsice Kürt, Arap, Çerkez vb. milliyetçiliği yapmaktadırlar. MHP’nin başına yüzdeyüz Türk yöneticiler gelmelidir.
Mahir Panayır-Adana

İkinci Ergenekon mucizesi
12 Ekim’de başbuğ değil genel başkan seçilecek. Toyluk zamanında ülke yönetimine talip olan ülkücüler bugün genel başkan seçmekte zorlanıyorsa suç hepimizindir. Yuvadan kopan ya da koparılan bozkurtları geri getirecek, II. Ergenekon mucizesini gerçekleştirecek bir lidere ihtiyacımız var.
Rıza Kırım-Antalya

Barlarda ülkücülük yapılmaz
Hiç kimse suçu liderine veya birbirine atmaya kalkmasın. Tavan kadar taban da suçludur. En büyük hatalardan biri Ozan Arif’e yapılan haksızlıktır. Her ülkücü, onun gibi üzerine düşen görevi yerine getirseydi bugün bu hallere gelmezdik. Bazı ülkücü gençlerin suçu ise yakışık almayan hareketler göstermeleridir. Hiçbir ülkücü barlarda bu davayı gütmeye kalkmasın.
Ünal Gececi-Adıyaman

Evrensel bakış açısı gerekli
Gördüm ki, devletin yapılmasını istediği, fakat sivil güçleri kullanmayı gerektiren işlerde ülkücüler su yüzüne çıkıp herkesin görebileceği yerlerde hizmet ürettiler. İhtilallerden tutun da antiterör hizmetlerine kadar her alanda öldüler ve sakat kaldılar. Fakat asla bu devletin içinde hakim noktalarda bulunamadılar. Bulunamazlar da. Çünkü büyük bir birlik içinde, şeffaf olarak örgütlenemiyorlar. Başarılı olmak, bilmek, üretmek, sevmek ve evrensel bakış açısı gerektiriyor.
Aslan C.

Çakalların ağzına sakız olmayız
Cesurca bir iş yapıyorsunuz, ama maalesef sizde de at gözlüğü var. Zaman Gazetesi’nde yazanları veya on ay önce başka bir partiden aday olanları değil lider, ülkücü olarak görmemiz mümkün değil. Kongremizi yaparız. Kim kazanırsa hareketin lideri odur. Biat ederiz. Birer bozkurt olarak çakalların ağzına sakız olmayı hak etmedik.
Ahmet Benzer-İhsaniye

Artık susmak bize haram
Şu düştüğümüz hale bakın. Tamam Devlet Bey iyi bir lider olmamış olabilir, ama her ülkücü gibi o da bu devlet ve millet için elinden geleni yapmıştır. Bu kadar suskunluk bizim için kafi. Yeni yetmeler mitingler düzenleyip oylarımızı çalarken hep sustuk. Artık susmak bize haram. Susmayacağız. Susturacak varsa hodri meydan!
Refik Hasan Tören-Eskişehir

Bizim terbiyemizde lider tartışılmaz
‘Lider-teşkilat-doktrin’ düsturlarımızı aklınızdan çıkarmayın. Elbette iktidar ortaklığında hatalar yapılmış olabilir. Koalisyonun bir unsuru olarak kalınmasa beklide aynı oy oranıyla yine meclisteydik. Olan olmuştur ve bu olanların olduğu zaman da Sayın Devlet Bahçeli ‘lider’dir. Yani sizlerin aldığı ve sizlerin gençlere öğütlediğiniz terbiyenin ana ‘tartışılmazı’dır. Bundan sonrası için de karar kendisinindir.
Mehmet Erol-Çanakkale

Akılsız milliyetçiden tehlikelisi yok
Hâlâ Bahçeli’yi tartışılmaz lider olarak görenlerin mektuplarını okuyunca geleceğe dair umut ışıkları da sönüyor. Bereket bunların sayısı az. Koray Aydın’ın ismini oğluna koyan ülkücünün bir bildiği mutlaka vardır. Eğer çıkar için yapmadıysa bir kontrolden geçmeli. Bir millet için en tehlikeli yaratık akılsız milliyetçilerdir.
Metin Öztürk



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 1 Sanki Türkeş 3 Kasım’da öldü 13.07.2003
2 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 2 Milliyetçilik ‘out’ millicilik ‘in’ 14.07.2003
3 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 3 Herkes merakla bekliyor: Bahçeli yeniden aday olacak mı? 15.07.2003
4 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 4 Ramiz Ongun yeniden MHP genel başkanlığına aday 16.07.2003
5 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 5 Koray Aydın: "Değişimin önünde duramayacaklar" 17.07.2003
6 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler 18.07.2003
7 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 7 Namık Kemal Zeybek: Başarılma şansı düşük, ama sıfır da değil 19.07.2003
8 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 8 Muhsin Yazıcıoğlu: MHP yakaladığı fırsatı hovarda gibi harcadı 20.07.2003
9 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 9 Tuğrul Türkeş: ATP olarak 3 Kasım’da yenilmedik 21.07.2003
10 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 10 Yılma Durak: Parti içi demokrasi şart 22.07.2003
11 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın 23.07.2003
12 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 12 Ozan Arif: Bahçeli gönüldaşlarına aslan Ecevit'e Siyam kedisi kesildi 24.07.2003
13 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 13 Musa Serdar Çelebi: Ümidimiz MHP’nin ehil ellere geçmesi 25.07.2003
14 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 14 Sadi Somuncuoğlu: Bu olayla MHP millet vicdanında mahkum oldu 26.07.2003
15 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın 27.07.2003
16 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 16 Muharrem Şemsek: MHP devlet çarkının parçası oldu 28.07.2003
17 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok 29.07.2003
18 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti 30.07.2003
19 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 19 Değişim zorunlu ama çok zor 31.07.2003

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı