BDP bu şansı kullanabilecek mi?

08.03.2013 Vatan

İki ay sonra yeni İmralı süreci/3

BDP bu şansı kullanabilecek mi?

Yeni İmralı sürecinin başlamış olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte gözler doğal olarak BDP’ye çevrildi ancak bu partinin sözcüleri, çok fazla haberdar olmadıkları anlaşılan süreç hakkında genellikle olumsuz bir tutum takındılar. Çok da fazla haksız sayılmazlardı çünkü çok kısa süre önce Başbakan Erdoğan cezaevlerindeki açlık grevlerine karşı kayıtsız, hatta küçümseyici bir tavır almış, Abdullah Öcalan’ı ima ederek idam cezasını yeniden getirmeyi gündeme taşımış ve nihayet Şemdinli’de PKK militanlarıyla kucaklaşan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için düğmeye basmıştı. Öte yandan Güneydoğu’da askeri operasyonlar ve çatışmalar da sürüyordu.

Endişeler İmralı’da giderildi

Ancak ilk İmralı ziyareti söz konusu olunca tüm toplum gibi BDP’liler de işin ciddiyetini kavradı. Bir süre kimin gideceği tartışması yaşandıktan sonra Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata’nın Abdullah Öcalan ile görüşmeleri, Öcalan-MİT müzakerelerinde epey yol alınmış ve birçok noktada anlaşılmış olduğunu öğrenmeleriyle işin rengi değişti. Ama esas değişim, arada yine kimin gideceği tartışması yaşanmış olsa da Pervin Buldan, Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder’in gerçekleştirdiği ikinci İmralı ziyaretinden sonra yaşandı. Artık başta eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak olmak üzere BDP’nin önde gelen isimleri, eskisi gibi “çatışma” döneminin değil, büyük ölçüde “uzlaşma” dilini kullanır oldular.
BDP’lilerin başlangıçta ürkek ve temkinli davranmalarının iki temel nedeni vardı: AKP ve Erdoğan’a güvensizlik ile Kandil’den (PKK) çekinme. Her ne kadar Öcalan Kürt siyasi hareketinin tartışmasız lideri olsa da Kandil’in en azından özerk bir konumu vardı ve devletin PKK kurmaylarını baypas ederek Öcalan ve kendileriyle yeni bir süreç tasarlamasından endişe ediyorlardı. Bu endişenin gereksiz olduğunu hem Öcalan görüşmelerinden, hem de Kandil ile kurdukları bazı temaslardan öğrenmiş olmalılar ki BDP’lilerin yeni süreçte birkaç gündür aktif bir şekilde yer aldıklarını görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında BDP ve DTK eşbaşkanları ve bazı BDP milletvekillerinin Murat Karayılan ve Sabri Ok gibi PKK kurmaylarıyla buluşup saatlerce Öcalan’ın mektubunu tartışmış olmaları çok kritik bir aşamadır.

BDP’nin misyonu

Kimileri bu sürecin esas olarak Öcalan ile, ardından Kandil ve kısmen Avrupa’daki PKK/KCK örgütlenmeleriyle yürütüleceğini, BDP’lilereyse mesaj taşımak başta olmak üzere tali işler düşeceğini ileri sürüyor. İlk bakışta doğru gibi görünüyor ancak bu sürecin ana hedefi PKK’nın silahsızlandırılmasıysa, diğer bir deyişle silahların susmasıysa, eline silah almamış olan siyasetçilerin rollerinin doğal olarak artacağını görmek için kâhin olmak gerekmez. Eğer beklendiği gibi Newroz ile birlikte PKK eylemsizlik kararını açıklar ve ülke içindeki militanlarının Irak Kürdistanı’na çekilmesinin hazırlıkları başlarsa meydan büyük ölçüde yasal siyasete ve siyasetçilere kalacak demektir.
Peki BDP böylesine zor bir görevi üstlenebilir mi? Açıkçası BDP’nin kredisinin çok yüksek olduğu söylenemez ve son “tutanak sızması” olayıyla bu partinin imajının iyice zedelendiği aşikâr. Öte yandan yasal Kürt siyasetinde tam bir çokbaşlılık söz konusu. BDP’ye ek olarak Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) de faaliyetlerini sürdürüyor. Üstelik hükümetin vetoları nedeniyle bu BDP ve DTK’nın eşbaşkanları Öcalan ile doğrudan görüşemiyor.
Eğer BDP kendi içinde örgütsel sorunlarını aşar, hükümetle belli bir diyalog kurmayı gerçekleştirebilir ve bazı radikal sol grupların ötesinde ülkenin Kürt olmayan kesimlerine (tabii ki Karadeniz’deki kötü deneyimden gerekli dersleri çıkardıktan sonra) barış mesajlarını iletebilirse yeni İmralı sürecinin önemli bir aktörü olabilir.


Yarın: AKP’nin ve Erdoğan’ın önündeki riskler ve fırsatlar


*-*-*-*

Dizi: İki ay sonra yeni İmralı süreci
1 - Öcalan-Fidan uyumunun sunduğu fırsat ve riskler
2 - Öcalan'ın Kürt milliyetçiliğiyle imtihanı
3 - BDP bu şansı kullanabilecek mi?
4 - Devlet bu son şansı kullanabilecek mi?



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı